Yaşam

Dünyanın En Kalabalık Şehirlerinden Biri Olmasına Rağmen Tokyo Kendini Nasıl Depreme Dayanıklı Hâle Getirdi?

Deprem, biliyorsunuz ki Türkiye için kaçınılmaz bir gerçek. Ancak depremlerin daha sık yaşandığı bir yer daha var: Japonya.

Sahiden, Japonya çok kalabalık bir ülke olmasına rağmen bu durumu ustalıkla yöntebiliyor. Nasıl başarıyorlar peki?

Tokyo, “Pasifik Ateş Çemberi” olarak bilinen dünyanın en sismik olarak aktif bölgesinde yer alıyor.

Bölge, eski kayaların ve yer kabuğu hareketlerinin bir sonucu olarak sürekli olarak depremlerle sarsılıyor.

Tokyo’nun kurucuları 14.000 yıl önce bu bilgiye sahip olmasalar da günümüz mühendisleri bu gerçeği göz önünde bulundurarak şehri depreme dayanıklı hâle getirmek için çeşitli yöntemler geliştirdiler.

Tokyo’daki binalar, Japonya’nın üç farklı deprem koruma katmanından birine tabi.

1981’den önce inşa edilen birkaç düşük maliyetli konut dışında, tüm binalar bu standartlara uymak zorunda. İşte o standartlar:

  • Taishin: 1981 sonrası inşa edilen binaların çoğu bu standartlara göre yapılmıştır. Bu katman, binaların genel dayanıklılığını sağlamak için belirli kalınlıkta duvarlar ve güçlü kirişler ve kolonlar gerektirir.
  • Seishin: Tokyo’nun yüksek katlı ofis binalarında yaygın olarak bulunan katman, binaların sallanmasını dengelemek için sismik damperler kullanır. Damperler, büyük sanayi yayları veya birkaç yüz ton ağırlığındaki sallanan yumurtalar gibi çeşitli şekillerde olabilir.
  • Menshin: Genellikle 20 katın üzerindeki binalar için kullanılan katman, binaların yerden neredeyse tamamen izole edilmesini sağlar. Bu binalar, oldukça kalın kauçuk ayaklar üzerinde inşa edilmiştir, bu da binaların yeryüzünden bağımsız olarak sallanmasını sağlar.

Japonya genelinde ve çevresindeki okyanus tabanında 4.235 sismometreden oluşan bir ağ, depremleri anında tespit ediyor ve Tokyo’ya yaklaşık 30 saniye önceden uyarı sağlıyor.

Bu süre zarfında hükümet, insanlara koruma altına almaları için bildirimde bulunabilir ve trenleri durdurabilir. Tokyo’nun deprem dayanıklılığı, sadece binaların tasarımıyla sınırlı değildir diyebiliriz.

Söz konusu alarmı, aşağıdaki videoyu izleyerek daha iyi anlayabilirsiniz.

Kaynaklar: Half as Interesting, CNN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu