GENÇAĞA KARAFAZLI
İşçi Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, dün Rize’de ÇAYKUR işçileriyle bir araya gelerek sorunlarını dinledi. Aslan, “Türkiye’nin geleceğinin değerli olduğunu, demokrasinin değerli olduğunu, hak ve özgürlüklerin değerli olduğunu, Türkiye’nin açık cezaevi olmaktan çıkmasının önemli olduğunu ifade ediyor, bu nedenle herkesi daha sorumlu, daha sorumluluk sahibi olmaya çağırıyorum. Yerel yönetim seçimleri 31 Mart’ta yapılacak.” “Sizi de birleştirici bir siyasi çizgi izlemeye davet ediyoruz” dedi.
İşçi Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, dün Rize’de Gıda İşçileri Sendikası Bölge Başkanlığı’nda; görev mücadelesi veren ÇAYKUR mevsimlik işçileriyle bir araya geldi. Aslan burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“BELEDİYE SEÇİMİNE YEREL SEÇİM OLARAK BAKMIYORUZ”
“Öncelikle şunu belirtmek isterim ki 31 Mart 2024 yerel seçimleri Türkiye için önemli bir dönüm noktasında yapılıyor ve bu dönüm noktasında tek adam yönetiminin durdurulması mümkün olacak mı, durdurulamayacak mı? ve AKP iktidarı önümüzdeki dönem uygulamak istediği programı uygulayacak mı? 2024’te bir gün olacak. Mart yerel seçimleri. Bu bakımdan biz bu yerel seçimleri sadece bir belediye başkanlığı seçimi olarak görmüyoruz, görmüyoruz. Seçimi bir yerel seçim olarak görüyoruz.Biz de Türkiye’nin geleceği, Türkiye demokrasisi, Türkiye’nin insan hak ve özgürlükler çabası açısından bir mihenk taşı, bir kilometre taşı olarak görüyoruz.Parti olarak tüm demokratik güçlerin, sosyalist kesimlerin terk edilmesi için çaba sarf ettik. ve emekli örgütleri birlikte hareket ediyor, bundan sonra da etmeye devam edeceğiz.Dersim’deki belediye başkanlığı süreci bunun en somut adımlarından biriydi.
“AKP’Yİ ZAYIFLAMAK İÇİN DEMOKRASİ GÜÇLERİYLE ÇALIŞIYORUZ”
Bildiğiniz gibi 2019 yerel seçimlerinde parti olarak AKP’yi zayıflatma ve mağlup etme taktiği kurduk. Bugün de aynı noktadayız. Yani 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde elindeki yerel yönetimleri zayıflatmak, mağlup etmek ve kaybetmesi için çaba ve çalışma içerisindeyiz. Dolayısıyla belediyelerde bu taktiğin gerekliliğini gözlemliyoruz. AKP, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara seçimleri de dahil olmak üzere yeniden kazanmak istiyor. Yani hem aday belirleme hem de diğer demokratik güçlerle birlikte hareket etme açısından bu süreç dikkate alınıyor, yerel ve il düzeyinde görüşmeler yapılıyor.
“SOL SOSYALİST VE SOSYAL DEMOKRATİK PARTİLERLE GÖRÜŞMELER DEVAM EDİYOR”
Kuşkusuz Türkiye genelinde taraflar arasında merkezi düzeyde toplantılar yapılmıyor ancak il düzeyinde İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Mersin’de toplantılar yapılıyor. Yani partimiz, diğer sol sosyal demokrat ve sosyalist partiler, DEM partisi dahil birçok şehirde mitingler yapılıyor. O şehrin kendi özgürlüğü ve o şehrin kendi gerçekliği üzerine yapılan görüşmeler var. Bunu partimizin başında da ifade ettiğimi bir kez daha ifade etmek isterim. Türkiye’nin geleceğinin değerli olduğunu, demokrasinin değerli olduğunu, hak ve özgürlüklerin değerli olduğunu, Türkiye’nin açık cezaevine dönüşmemesinin önemli olduğunu ifade ediyor, bu nedenle 31 Mart’ta yapılacak yerel yönetim seçimlerinde herkesi daha sorumlu olmaya davet ediyorum. Sizleri de birleştirici bir siyasi çizgi izlemeye davet ediyoruz.
“Hem DEM PARTİ HEM BAŞAK DEMİRTAŞ TEK ADAM KARŞI BİRLİĞİNDEN YANİ”
Aslan, tutuklu eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın DEM Partili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığına ilişkin tartışmalara ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
“Yani tabii ki partisinin İstanbul’da aday göstermesi durumunda aday olma talebini kamuoyuna açıkladı ama bu doğrudan DEM Partisi’nin normal bir kendi iç sorunudur ama genel olarak şunu belirtmek gerekir ki sadece DEM Partisi için değil. ama muhalefetteki herkes için.” Partilerin ve güçlerin daha büyük sorumlulukla hareket etmesi gerektiği yönündeki duruşumuzu ifade etmek istiyorum. Yani burada bahsettiğimiz kişilerin ya da tek bir partinin çıkarları değil, halkın çıkarlarından yola çıkarak tek bir adamın mevki kazanmasını engelleyen ve İstanbul dahil genel olarak halkın çıkarlarıdır. iktidara gelmesini engelliyor. “Önümüzdeki dönemde politikalarını engelsiz bir şekilde hayata geçirmelerini sağlayacak hiçbir siyasi tutumun gerçek olmayacağını düşünüyoruz. Ne DEM Partisi ne de Başak Hanım böyle bir çizgide değil. Şunu da belirtmek gerekir ki onun temelde birleşme ve birleşik çalışmadan yanayız.”
